1 Aralık 2009 Salı

kaybolan kahkahalar..

Güldüğümüz akşamlar vardı..
Bir ' Hababam Sınıfı' dolardı evlerimize ki , ne dert ne tasa kalırdı , çocukluğumun o hatırlanılası günlerinde..
Güldürürken ümitlendirirdi o ' Hababam Sınıfı' hikayeleri ve karakterleri bizi , şimdiki zaman komedilerinden çok uzaktı..
Bir masal anlatırdı bize Inek Şaban, Güdük Necmi ve arkadaşları, öyle bir masaldı ki gerçek olmasını dilerdi yüreklerinde her çocuk. Her çocuk okula gittiginde bir ' Hababam Sınıfı' hayali kurardi...
Bir ' Neşeli Günler' vardı ki, 'Münir Özkul' babamızdı , 'Adile Naşit' ise annemiz, içimize bir huzur gelirdi her izledigimizde..
O günlerin çocukları olarak bu seslere, görüntülere, duygulara ulaşmış olmamızın bir şans olduğunu hiç düşünmezdik belki de..
Bizleri mutlu ederek güldüren ve bizlere dostlugu insanligi anlatan bunca oyuncu, komedyen , yapimci vardi ekranlarimizdan evlerimize konuk olan..
Şimdilerde cocuklari güldürmek için çok daha pahali efektler kullanilsa da, o komedilerin cogunda bir bosluk , izleyiciyi yalniz birakma, o 'an' güldürme amaci yogunlukta.. O an katila katila guluyorsunuz , ama bir sure sonra 'Adile Nasit'in zamanda dalgalarla yayilip kaybolmayan sesini duydugunuz gibi , duymuyorsunuz bugunku komedyenlerin seslerini..
kaybolup gidiveriyorlar, kahkahalariniz gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder