29 Mart 2010 Pazartesi

emeğin çocuğu

emeğin çocuğu gülümser geleceğe

yarına uğurlar annesi,

kurumuş ellerinde yetiştirdiği bir çiçeği koparır

ve eker saçlarının arasına...

toprak kadar güzel kokar saçları

yağmurda ıslanınca

bugünlerden bir sokak kurulur pazarlarda

tezgahlarda sec sec al yarınların arasında

çocuk, unuttuğu annesi kadar yalnızdır şimdi..

26 Mart 2010 Cuma

küçük adımlar...

küçük adımlar atmayı severdi
herkes koşarken , yürümeyi seçerdi
güneşin kavurduğu bir yaz gününde
ayaklarını buz gibi bir derede bekletmek gibiydi yaşamak..
balıklar geçerdi
ayaklarını çekerdi akıntı, o karşı koymazdı
günün tam ortasında durup beklemeyenlere karışırdı gözleri
düşünceleri onlarla gider,
sözleri kalırdı...

25 Mart 2010 Perşembe

kendine tutunanlara...

yaklaştı kendine korkmadan
yüzyüze baktı kalbiyle aklı
elini uzattı ve tuttu elinden kendini
yürümeye başladığında,
özgürleştiği duygular ayaklarına seriliyorlardı...
yalnızdı insan,
aynaya baktığında kendini bile görmezdi karşısında
sadece umardı bakmayı gözlerinin en içine
cesaret isterdi bu da...
okumayacağı mektupları yazardı insan
koyardı başucuna
uykudan önce kitaplarına dönüşürdü yazdıkları
hayatının bir ucundan bir ucuna..

19 Mart 2010 Cuma

yeşillenen...

kalbinden koparıp attığı çiçekleri ona geri getirdi
solmuş görünümleri arasında
elinin değdiği yaprakların yeşillendiği
bir yerdeydiler şimdi..

geçiş...

kapattı yüzünü
gölgeler kalktı sözlerin arasından
aniden havalanan kuşlar gibiydi düşünceler
söze dönüşmeden dönüyorlardı
oluşan girdabın içinde eski sesler karışıyordu yeniye
ve
bir düşünce ayrıldı sürüden....

16 Mart 2010 Salı

kelebeğin gölgesi

yalnızlığının içinde
en en sessiz odada
kendiyle bile konuşmadığı bir yerdeydi
zamanın gölgeleri bile yok olurken orada
ardında gölge bırakmamaya çalışan
bir kelebek konuverdi
kalbinin ucuna
gözlerini kapadığında
kalbi kelebegin gölgesiydi artık..

9 Mart 2010 Salı

randevu..

güzel bir günün en başında durdu öylece
öyle güzeldi ki gün
başlamaya korktu belki de
korktu da
durdu günün en başında
o gün günlerden 'en güzel'di..
takvim onu işaretlemişti
onunla randevusu vardı 'şimdi'nin
'şimdi', en güzel giysilerini giymiş,
onun için hazırlanmış ,
onu bekliyordu en güzel günün içinde
o ise 'şimdi'yi bekletiyordu
'dün'de kalmış sözlerinden bir demet hazırlıyordu çünkü..
'şimdi'ye hediye..

4 Mart 2010 Perşembe

bakmadıkların

habersizdin
....................
ve öğrenecektin kendini parçalara ayırdığında
sen gözünü kapadığında kurala uymayıp
ayağına düğüm atanları
.....................
dinlettirilecektin
kulaklarını tıkasan da
oyuna dahil ettirilecektin oynamasan da
.......................
sessizliği bozacaktı biri

susacaktın
gözlüklerini çıkartıp sadece
bakarmış gibi yapıp duracaktın
......................
ısrar edeceklerdi
kendi yollarına gitmeği
sana bağlayanlar
.........................
ve sen bağları çözecektin.......